İzmir’in son dönemlerde farklı bir imajı oluştu...

Bir kısmı abartı olmakla birlikte, Solcu, Cumhuriyetçi, Batılı, Gavur, Ulusalcı vb… Bunlardan sadece biri ile bir şehri tanımlamak zor aslında…

İzmir tarihi, coğrafyası ve demografik yapısı gereği, diğer bazı büyükşehirlerden farklı özellikler taşıyor elbet…

Ama Muğla ve Çanakkale gibi diğer Batı şehirlerine benzer seçmen refleksleri ve yaşam tarzı farklılığı ile ilgili bir durum bu…

İzmirliyiz deyince biraz böbürleniyoruz haliyle... İktidara ve onun dinci, baskıcı tavrına soğuğuz. Atatürk, Cumhuriyet, Laiklik konusunda hassasız vb. Bunlar tamam. Ama İzmir aslında giderek yerel kimliği zayıflayan bir şehir görünümü de veriyor…

Daha esnek, daha anomik bir şehir. Büyük şehirler bir bakıma böyle olmalıdır. Ancak İzmir bir süredir ekonomik ve siyasi açıdan Ankara ile İstanbul karşısında bir hayli gerilemiş durumda. Bu açılardan ağırlığını kaybetti önemli ölçüde…

***

Holdinglerin çoğu merkezini İstanbul’a taşıdı. Sanatçısı, gazetecisi, akademisyeni, sporcusu taşı toprağı altın İstanbul’dan İzmir’e güzellemeler yapıyor…

Geçen gün tarihçi arkadaşım Oktay Gökdemir sosyal medyada bir yazı paylaştı. İzmir’in siyasetteki ağırlığının kaybolduğunu örneklerle ve dolandırmadan anlatmış... Bir süredir belediye üst düzey bürokratlarının Ankara’dan geldiğini hatırlatıyor... Danışmanlar da genellikle Ankara ve İstanbul’dan, diye ekliyor…

Milletvekilleri zaten uzun zamandır İstanbul ve Ankara’dan ithal. Hatta belediye meclis üyesi bile ithal eder oldu İzmir…

İzmir neden bu kadar çoraklaştı... İstanbul ve Ankara’nın baskısı karşısında neden bu kadar zayıf? Öyle İzmirliyim deyip, hindi gibi kabarmadan önce bu sorulara yanıt aramamız gerek…

***

Oktay, hiç İzmir’den bürokrat, danışman ve vekilin İstanbul ya da Ankara’ya ithal edildiğini gördünüz mü, diye soruyor. Yanıtımız belli.

Ben başka sorularla katkı yapayım. İzmir’e reva görülen bu atamaları, Manisa, Aydın ve Muğla’da yapabilir misiniz? Şüpheli. Bu düzeyde mümkün değil. Yerel dinamikler bu düzeyde müsaade etmez…

***

Aslında çok boyutlu bir konu bu… Uzun yıllar önce “İzmirli Olmak” başlığıyla bir sempozyumu düzenlemiştik. İzmir Büyükşehir desteğiyle... Belki bunu tekrarlamak gerekir yeni gelişmeler ışığında, bu sorulara da yanıt aranabilir diye düşünüyorum…